Find Property:

Soru/Cevap

KONUYLA İLGİLİ HADİSLER ve TAHRİÇLERİ1- Ma‘kıl b. Yesâr (R.a.) Hz. Peygamber’in (S.a.v.) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:عن معقل ابن يسار قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: اقرؤا (يس) على موتاكم“Ölülerinize Yâsîn sûresi’ni okuyunuz!” [1]Tayâlisî (v. 204/819), Ebû Ubeyd (v.

SORU: "Oy kullanırken CHP, HDP vs. ortaklığına oy kullanmayacağız. Lâkin mevcut partiye de özellikle size, dergâhımıza uyguladıkları zulüm sebebiyle oy vermeyi de içimize sindiremiyoruz" şeklinde düşünen kardeşlerimiz var. Bir dervişin doğru duruşu devletin bekâsı için yapılanları yok saymak mı, yoksa

"ÖLÜLERE KUR'ÂN OKUNMAZ" DİYENLERİN DELİLERİAllah Rasûlü (S.a.v.), kabirleri ziyaret ettiği za­man şu duayı okurdu:“Es-selâmu aleyküm ehle’d-diyâri mine’l-mü’minine vel müslimin. Ve innâ inşâAllah  le lâhikûn. Es’elullâhe lenâ ve lekümü’l-âfiyeh.” Anlamı: “Ey mü’minlerin ve Müslümanların diyarının ehli! Allah’ın selâmı üzerinize olsun. Allah

"Rü'yet" kelimesi, Arapça'da (re-a-ye) kökünden gelen bir mastardır. Bu kelimeye ise, sözlüklerde çeşitli anlamlar verilmektedir. Bunlar arasında görmek, bakmak, inanmak, bilmek, sanmak, sonunu düşünmek, tefekkür etmek, planlamak ve rüya görmek anlamları sayılabilir. Rü'yetullah ise; genel olarak müminlerin âhirette Allah’ı

Ölen bir kimsenin arkasından Kur'ân okumanın hükmü hakkında açıklama yapmadan önce ölülerin işitip işitmemesi konusunu ele almamız lazım. Çünkü ölünün işitip işitmeme meselesi, daha sonraki yazılarda bir başlıkta toplayacağımız «Ölüye Kur’ân Okuma», «Tevessül/Vesîle Kılma», «İstiğâse», «Râbıta», «Şefâat» konularını doğrudan ilgilendirmektedir.

Sözlükte “doğum yeri ve zamanı” anlamına gelen mevlid kelimesi, İslâm kültüründe özellikle Hz. Peygamber (S.a.v.)'in doğumunu, bu vesileyle yapılan törenleri ve yazılan eserleri ifade etmek için kullanılır. [1]Rasûlullah Efendimiz (S.a.v.), İslâm tarihçilerinin çoğuna göre hicretten 53 sene evvel Rebî’ul-Evvel ayının on

Allah-û Teâlâ (C.c.) Kur’ân-ı Kerîm‘de buyuruyor ki:وَاذْكُرْ رَبَّكَ ف۪ي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخ۪يفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْاٰصَالِ وَلَا تَكُنْ مِنَ الْغَافِل۪ينَ“Rabbini içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikret; ve sakın gafillerden olma!”(A’râf, 7/205) Cehrî (sesli) zikrin yasaklığına hükmedenlerin

Sözlükte “bir şeyi anmak, hatırlamak” anlamındaki zikir (zikr) kelimesi (çoğulu zükûr, ezkâr) dinî literatürde “Allah’ı anmak ve unutmamak suretiyle gafletten ve nisyandan kurtuluş” anlamında kullanılır. Zikir dil veya kalp ya da her ikisiyle beraber yapılır; bu ise ya unutulan bir şeyi hatırlama ya da