Find Property:

ABDULLAH GÜRBÜZ EFENDİ HAZRETLERİNİN ŞEYHLİĞİNE LAF SÖYLEYENLER

ABDULLAH GÜRBÜZ EFENDİ HAZRETLERİNİN ŞEYHLİĞİNE LAF SÖYLEYENLER

Geçenlerde şuna üzülmüştüm bayağı oluyor, bazıları Şeyh Efendi hazretlerinin şeyhliğine de laf söyledi o da şeyh değil filan açık açık konuşayım bunları da. Şimdi bir kimse bir şey yapacaksa birilerini kötüleyerek bir şey yapmayacak. Birilerini kötüleyerek bir yere gelmeye çalışmayacak. Kim birilerini kötüleyerek bir yerlere gelmeye çalışıyorsa o zayıf karakterli bir insandır. Onun kendisine ait şüpheleri vardır. Meydan geniş canım kardeşim sen hizmet et koştur sen çalış Allah için sende bir şey var ise millet rüyasında görür halinde görür Cenâb-ı Hakk onu bir şekilde tanıtır. Senin kendini methetmene senin bir başkasını kötüleyerek bir yere gelmene gerek yok. Ehli tarikatın ehli sufinin içerisine bu tip fitneler koymak bu tip sözler kullanmak o kimsenin fitneci başı olduğunu gösterir. O kimsenin daha ağırını konuşacağım, sütünün temiz olmadığını gösterir. Sen çık yola sen şeyhsen şeyhliğini yap koştur mücadele et sohbet et anlat devam et. sen kalkıp da bir başkasının dervişine çengel atacağım bir başkasının dergahının içerisini karıştıracağım diye uğraşıyorsan vallaha da billaha da tillaha da sen fitneci başısın. Bu kim olursa olsun. Sen Abdullah efendinin sağlığında Abdullah efendiye bir laf söyleyemeyeceksin bir şey diyemeyeceksin Abdullah Efendi vefat edip gittikten sonra onun şeyh olmadığını söyleyeceksin onun şeyhliğinin de geçersiz olduğunu söyleyeceksin. Sağlığında neredeydin? Gitseydin karşısına otursaydın onun alnı çatına konuşsaydın. Yiğitsen delikanlıysan sütün temizse kanı bozuk değilsen bir insanın karşısına gider delikanlı gibi konuşursun. Bunu neden böyle söylüyorum: İbn Mübarek diyor ya, laf gezdirenler nemmamlar anneleri babaları belli olsa dahi ne diyor, onun bunun çocuklarıdır, diyor. Adı ne olursa olsun. Bir kimse çıkmış şeyhlik yapıyor Allah mübarek etsin kardeşim bizi ilgilendirmez, icazeti vardır yoktur hiç umurumda değil benim ölçüyü konuşurum. Arkadaş, dervişlere kendini hizmet ettirme. Arkadaş, şeyhim deyip dervişlerden para toplama. Arkadaş, şeyhim deyip de dervişlere telefon açıp, bana şu kadar para gönderin, deme. Ölçü bu bakın. Bu ölçü. Ben şeyhim deyip de birilerinin malına, mülküne, parasına puluna konma. Ölçü konuşuyorum bakın kimseye atıfta bulunmuyorum. Sen mürşid-i kâmil isen hurufla ilgilenme. sen mürşid-i kâmil isen kalkıp da isim isim, isim isim okumaya kalkma. sen mürşid-i kâmil isen cinni taifesiyle bir de kafir cinnilerle irtibat kurup insanlara okumaya çalışma. Evet. Hizmet et Kur’an ve sünnete hizmet et insanlara. “buranın emri kim? “ümmetine hizmet eden” dedi Hazreti Ebu Bekir efendimize sordular kılık kıyafeti düzgün diye. Kimi gösterdi Hazreti Ebu Bekir Efendimiz? Hazreti Peygamberi gösterdi sallallahu aleyhi ve sellem “Ümmetine hizmet eden” dedi. Dediler ki bu normal değil herhalde gidelim bu su dağıtana. Kim su dağıtıyor? Hazreti Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem. Gidip Ona sordular dediler buranın emiri kim? Ümmetine hizmet eden dedi. Bir mürşid-i kâmil hizmetçidir. Bir zakir hizmetçidir. Bir çavuş hizmetçidir. hizmetçidir. Bir nakîb bir nükabâ hizmetçidir. Bir semazen başı bir mıtrıp başı hizmetçidir. Hizmetçidir emir vermez. Hizmetçidir tepeden konuşmaz. Hizmetçidir herkesi sarar sarmalar. Hizmetçidir herkes ona sıkıntı verir o öf demez. Hizmetçidir herkes ağırlığını ona döker o ağırlığı çeker. Hizmetçidir herkes bütün mızrağını ona yönlendirir o şikâyet etmez hizmetçidir. Hizmetçidir o.

Bizimle beraber yol yürüyecek olan arkadaş kardeşler hizmet edecekler hizmetçidir “Bu çayımı getirin benim” demeyeceksin o çayı içmeyiver. çavuşluğunu zakirliğini nakîbliğini nükabâlığını şeyhliğini halifeliğini kendine hizmetçi olarak hizmet ettirerekten çalıştırma. İsteme, emretme, tepeden konuşma hizmet et edeceksen, etmeyeceksen de ki bu yol bana ağır ben yapamayacağım, eyvallah.

İkicisi ne? O kimse asla ve asla dersi terk etmeyecek. Herkesten önce gelecek oraya assolist gibi sonra gelmeyecek. Zakirsin önce sen geleceksin, çavuşsun önce sen geleceksin, görevlisin önce sen geleceksin. önce sen geleceksin. Orda bir vazifen var önce sen geleceksin. Sen assolistlik yapmayacaksın. Dersi evde geçirmeyeceksin sen. Sufilik itaat etmektir şeyhine itaat edeceksin. Yap yapacaksın, yapma yapmayacaksın, git gideceksin, gitme gitmeyeceksin. Ben bazen diyorum ya ben şeyhim bir şey söyleyecek diye ayakta geçirirdim günleri, yapamayacaksam derdim efendim ben bunu yapamayabilirim ben bunu yapamam o da benim kendi şahsımla alakalıdır bu da beş parmağın beşini geçmez. Bana dedi nakîb-i nükabâ icazetini yaz ben yazamama efendim dedim sanki böyle bir şeyin peşinde koşuyormuşum gibi. Şeyhliğini ilan et dedi efendim hakkınızı helal edin özür ilerim bunu size söylemek istemem ama ben bunu yapamam efendim. Sayılıdır bakın. Bana göç dedi ben anında göçtüm bayındırdan Ödemişe. Bana Bursa’ya göçüyorsun dedi anında göçtüm ben hiç tereddüt etmedim. Bazen derim ya, geldi dükkânın önünde ellerini cebine soktu “Sat burayı” dedi aynı gün sattım. Arabanın torpidosuna vurdu “sat bunu” dedi yolda sattım kırmızı ışıkta sattım. “Gel” anında gittim arabanının arkasında 18 yıl boyunca arabam olduğu müddetçe arabanın arkasında eşofmanlarım havlum terliğim kıyafetler değiştirilecek kıyafetler arabada hazır gezdim ben araba var olduğundan itibaren. Kimseye sormadım gidiyorum geliyorum gidebilir miyim gelebilir miyim tak gittim ne iş düşündüm ne aş düşündüm. Üç sefer iflas ettim kafamın çalışmadığından değil işimle ilgilenemediğimden herkes olanca dedikoduyu yaptı. Şeyh Efendi vefat etti bütün borçları ödedim, bitti imtihan. O zaman da arkadaşlara diyordum arkadaşlar görüyorsunuz biliyorsunuz ne yaşadığımı biliyorsun görüyorsun yapma dedikodu yaptılar imtihanmış her şey. Şeyhinin söylediğinden sıkıntı yaşarsın yaşarsın, problem yaşarsın yaşarsın. Herkes şöyle düşünür Şeyh Efendi söyledi ya hiçbir problem olmayacak. Asıl problem orda var. Evet. Asıl yangın orda var asıl ateş orda var onun söylediği yerde var. Onun söylediği yerde var ateş nefse ağır gelir çünkü “bırak bunu” der hadi bırak “gitme” der hadi gitme “gelme” der hadi gelme “git” der hadi git asıl sıkıntı o. yoksa lay lay lomda rahat her şey tamam hiç sıkıntı yok. Ben derim ya bazen sorma arkadaş sorduğun zaman sıkıntı yaşayabilirsin, yaşadığında şunu deme “şeyhim emretti bak başıma ne geldi” hadis-i kudsi hazır, belanın musibetin büyüğü peygamberlere sondan sonra velilere ondan sonra onların etrafındaki kimselere. Hem sen bir zata diyeceksin ki veli hem onun yanında duracağım diyeceksin hem de sana ateş bulaşmayacak öyle mi? Hem İbrahim’i seviyorum ben diyeceksin İbrahim’in ben diyeceksin hem ateş sana dokunmayacak öyle mi? Yok öyle bir hayat yok öyle bir tasavvuf yok öyle bir sufilik. Karı kocanın arasını bozana Allah lanet etsin hadisle sabit değil mi, iki arkadaşın arasını bozana Allah lanet etsin hadisle sabit değil mi, bir topluluğun içerisine fitne atana Allah lanet etsin hadisle sabit öyle değil mi? Kardeş, bu nasıl bir mürşitlik ya sen topluluğun içerisine fitne atacaksın? Sen nasıl dersin Abdullah Efendi de şeyh değildi diye? Halin kapalı, kabir halin dahi yok, zikrullahta halin yok, yok. Kör gözlüsün. Kör gözlü olduğun Abdullah Efendi şeyh değildi demenden belli. Kör gözlüsün, körün körüsün hem öyle huruf okuyup iki tane cinniyle irtibata girmekle bu işler olmaz bu iş Kur’an ve sünnete sımsıkı yapışıp çileye ram olup, çileye ram olup hakikati haykırmaktan geçer yol. Allah’tan mı korkarsın savcıdan mı ahmak! Allah’tan mı korkarsın mahkemeden mi! Neren şeyh senin! Allah’ın hukuku mu insanların hukuku mu! Bunlar Allah ve Resulünü tanımayan Allah resulünün kokusunu alamayan, Allah ve Resulünün yolunu bilmeyen ahmaklar, evet. Hazreti Muhammed-i Mustafa’nın kokusundan uzak, Hazreti Muhammed-i Mustafa’yı görmekten uzak, onu yolundan uzak olanlar. Adam şeyh olmuş kabir hali bile yok, şeyh olmuş zikrullahta bile hal yok. Yok. Buradan yirmi tane adam kaldırırım zikrullahta hal gören, oturduğum yerden kaldırırım hem de sen nereye Abdullah efendinin şeyhliğine laf söylüyorsun? Nereye söylüyorsun? Sen hadi çık bakalım yola. Sen 28 şubattan önce neredeydin sen 28 şubatta neredeydin? 28 şubatta dergahlarını kapatan şeyler, zakirler, nakîbler nükabâlar neredeydiniz? Hiç kimsenin konuşmaya hakkı yok o meydandaydı. Türkiye’den arkadaşlar telefon açtılar orda kalın efendim dönmeyin diye, Nevşehirliler söyledi, verdiği cevap şu oldu “Memleketimize gideriz başımıza ne gelecekse Mustafa Efendi orda gelir” dedi öyle kepenk indirmedi. Şimdi kepenk indirenler şeylik taslayacak Allah’tan korkmayanlar şeyhlik taslayacak bir de diyecekler ki Abdullah Efendi şeyh değildi. Yok. Bir başka yere fitne sokarak bir yere gelenlere Allah lanet eder etsin de zaten. Allah muhafaza eylesin.