Mevlevî Virdi (el-Evrâdü’l-Mevleviyye)
MEVLEVÎ VİRDİ / الأوراد المولوية
“Yâ Rabbi! Niyet Ettim Günlük Virdimi Çekmeye” Denilerek niyet edilir.
«ÜÇ İHLÂS BİR FÂTİHA» okuduktan sonra aşağıdaki gibi bağışlama yapılır:
“YÂ RABBİ! Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu aleyhi ve sellem) Hazretleri‘nin Ruhlarına ve Bütün Geçmiş Peygamber Efendilerimizin Ruhlarına, Cihâryâr-i Güzin Efendilerimiz; Ebûbekir-i Sıddîk, Ömerü’l-Fâruk, Osmân-ı Zinnûreyn, Aliyyü’l-Mürtezâ (Radıyallâhu Anhum) Hazretleri‘nin Ruhlarına, Aşere-i Mübeşşere’nin, Evlâd-ı Rasûlullah, Zevce-i Rasûlullah, İmâm Hasan, İmâm Hüseyin, Yetmiş İki Şühedâ’nın, Şehîd-i Kerbelâ’nın ve Bütün Şühedâ’nın, Tüm Ashâb-ı Rasûlullah (Rıdvânullâhi Aleyhim Ecmaîn) Hazretleri’nin Ruhlarına, İmâmımız; İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe, İmâm Şâfiî, İmâm Mâlik, İmâm Hanbel (Rahmetullâhi Aleyhim) ve Bütün Mezhep İmâmları’nın Ruhlarına Hediye Eyledim, Vâsıl ve Hissedâr Eyle Yâ Rabbi!“
Sonra tekrar «ÜÇ İHLÂS BİR FATİHA» okuduktan sonra aşağıdaki gibi bağışlama yapmaya devam edilir:
“YÂ RABBİ! Pirimiz Şâh-ı Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî, Seyyid Ahmed er-Rifâî, Seyyid Ahmed el-Bedevî, Seyyid İbrâhîm ed-Düssûkî, Şeyh Ebü’l-Hasan eş-Şâzelî, Şâh-ı Nakşibendî Muhammed Bahâeddîn, Şâh-ı Hacı Bektâş-ı Velî, Şâh-ı Hacı Bayrâm-ı Velî, Mehmed Muhyiddîn Üftâde, Üveys el-Karanî, Muhyiddîn ibnü’l-Arabî, Niyâzî-i Mısrî (Kaddesallâhu Esrârahum Ecmaîn) ve Tüm Pîr Efendilerimizin Ruhlarına Hediye Eyledim, Vâsıl ve Hissedâr Eyle Yâ Rabbi!“
Sonra tekrar «ÜÇ İHLÂS BİR FATİHA» okuduktan sonra aşağıdaki gibi bağışlama yapmaya devam edilir:
“YÂ RABBİ! Geçmiş Üstadlarımızdan Abdürrahîm et-Tantâvî, Abdürrahîm en-Nişâvî, el-Hâc el-Hâfız Ebû Bekir-i Sıddîk-i Çorumî, Hacı Ali Haydar Efendi, el-Hâc Çorumlu Mustafa Anaç Efendi, Nevşehirli Hacı Abdullah Gürbüz Efendi, Kaçuni Dergâhı’nın, Kabbâşî Dergâhı’nın ve bütün geçmiş Mürşid-i Kâmillerin, Velîlerin, Evliyânın, Dervişlerin, Mü’minlerin Ruhlarına, Üstadımız Bayındırlı Hacı MUSTAFA ÖZBAĞ (Kaddesa’llâhü Sırrahü’l-Azîz) Efendi’nin Rûhâniyetine ve Yaşayan Bütün Mürşid-i Kâmillerin, Velîlerin, Evliyânın Rûhâniyetlerine, Bütün Derviş Kardeşlerimizin ve Ümmet-i Muhammed’in Rûhâniyetlerine, Turuk-i Aliyyeden ve Akraba-i Taallukâtımızdan Geçenlerin Ruhlarına Hediye Eyledim, Vâsıl ve Hissedâr Eyle Yâ Rabbi!“
Daha sonra aşağıdaki zikirler yapılır:
100 DEFA “ESTAĞFİRULLÂH el-AZÎM.”
100 DEFA “ALLAHÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNÂ MUHAMMEDİN VE ALÂ ÂLİ SEYYİDİNÂ MUHAMMED” denilerek salât-ü selâm Peygamberimizin rûhuna bağışlanacak, kendisi hayatta ve sağmış gibi tefekkür ederek mânevî huzurunda tâzim ve hürmetle rûhâniyetine râbıta edilecek.
Daha Sonra:
Eûzü Billâhi Mine’ş-Şeytâni’r-Racîm, Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm
Destur Yâ Hazret-i Allah
Destur Yâ Hazret-i Rasûlullah
Destur Yâ Pîrân-ı Hakîkat Yâ Hazret-i Mevlânâ ve Şems-i Tebrîzî
Destur Yâ Bütün Pîrân Hazarâtı
Denildikten Sonra:
Fa’lem Ennehû LÂ İLÂHE İLLALLÂH MUHAMMEDÜ’R-RASÛLULLÂH HAKKAN ve SIDKAN ve SALLİ ve SELLİM ALÂ ES’ADİ ve EŞREF-İ NÛRİ CEMÎİ’L-ENBİYÂ-İ ve’l-MÜRSELÎN, ve’l-HAMDÜ LİLLÂHİ RABBİ’L-ÂLEMİN
Denilir. Daha Sonra:
700 DEFA “ALLAH”
İsm-i ŞerÎf’i Okunacak. Bitiminde:
“Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah!
Vakt-i Şerîfler Hayrola!
Hayırlar Fethola! Şerler Defola!
Allah-û Azîmü’ş-Şân’ın ismiyle kalplerimiz tâhir/mütahhir/pak ola!
Demler, sefâlar Müjdât ola!
Kulûb-i Âşıkân Bâkî Şâd ü Handân Ola!
Dem-i Hazret-i Mevlânâ,
Sırr-ı Cenâb-ı Şems-i Tebrîzî,
Kerem-i İmâm-ı Ali,
Şefâat-i Muhammedü’r-Rasûlullâhi’n-Nebî.
Huuu…
denilerek «FÂTİHA» okunacak.
Ezberlenebilirse Haşr Sûresi’nin son 5. âyeti (Lâ yestevî) okunacak ve dua edilecek.
(Yukarıda târif edilen dersi günde en az bir sefer yapmak gerekir. Eğer daha fazla yapmak isterse sabah ve aksam yapılabilir. Daha da fazla yapmak isterse istediği kadar yapabilir. Efdâl olanı az da olsa devamlı olandır.)
MEVLEVÎ VİRD’İMİZİN İÇERİSİNDE OKUNAN ZİKİRLERİN FAZÎLETLERİ HAKKINDA
Egarr İbni Yesâr el-Müzenî (r.a.)‘dan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
عن الأَغَرِّ بْن يَسار المُزنِيِّ رضي الله عنه قال : قال رسول الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « يا أَيُّها النَّاس تُوبُوا إِلى اللَّهِ واسْتغْفِرُوهُ فَإِنِّي أَتُوبُ فِي اليَوْمِ مِائَةَ مَرَّةٍ » رواه مسلم
“Ey insanlar! Allah’a tövbe edip ondan af dileyiniz. Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim.”
| Müslim, Zikir, 42; Ebû Dâvûd, Vitir 26; İbn Mâce, Edeb, 57.
“Ey insanlar!” diye başlayan bu hadîs-i şerîften Müslüman toplumun her kesimine hitap edildiğini anlayacağız. Kişi ne durumda olursa olsun hacı, hoca, âlim, talebe, avam, havas her grup tövbe ve istiğfara devam etmeli, kendisinde günahlardan masum oluş gibi bir özellik görmemelidir. Peygamberler dahi hata işleyebilirler, ama onların hataları Allah tarafından ânında düzeltilir. Tek örneğimiz ve önderimiz Peygamberler olduğuna göre; tövbe konusunda da her Müslümanın örneği Peygamberdir. Böylece Müslüman tövbesiz ve duasız gününü geçirmemelidir.
Âyet-i kerimede Yüce Allah (C.c.) şöyle buyuruyor ki:
اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰٓئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّؕ يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلٖيماً
“Allah ve melekleri peygambere salât etmekte, yani Allah onun şeref ve şanını yüceltip makâmını yükseltmektedir. Melekler de dua edip bağışlanmasını dilemekteler ve yüksek derecelere yükseltilmesini isterler. Ey inananlar! Siz de O’na dua ederek derecesinin yükseltilmesini isteyin. Onu hayırla yâd edin, kendinizi O’nun rehberliğine tam bir teslimiyetle terkedin.”
| Ahzab, 56.
Abdullah İbni Amr İbni Âs (R.a.), Rasûlullah (S.a.v.)’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
عنْ عبد اللَّه بن عمرو بن العاص ، رضي اللَّه عنْهُمَا أنَّهُ سمِع رسُول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقُولُ : « من صلَّى عليَّ صلاَةً ، صلَّى اللَّه علَيّهِ بِهَا عشْراً » رواهُ مسلم
“Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeple Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder.”
| Müslim, Salât 70. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Vitir 21; Nesâî, Ezân 37, Sehv, 55.
İbn Mes’ûd (R.a.)’dan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (S.a.v.) şöyle buyurdu:
عن ابن مسْعُودٍ رضي اللَّه عنْهُ أنَّ رسُول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : «أَوْلى النَّاسِ بي يوْمَ الْقِيامةِ أَكْثَرُهُم عَليَّ صلاةً» رواه الترمذي
“Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.”
| Tirmizî, Vitir, 21.
Âyet-i kerimede Yüce Allah (C.c.) şöyle buyuruyor ki:
وَلَذِكْرُ اللّٰهِ اَكْبَرُ
“…Allah’ı anmak (zikretmek), şüphesiz en büyük ibadettir…”
| Ankebut, 45.
Abdullah İbni Büsr (r.a.) şöyle dedi: Bir adam Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)’e hitâben:
عنْ عبد اللَّه بن بُسْرٍ رضي اللَّه عنْهُ أنَّ رَجُلاً قال : يا رسُولَ اللَّهِ ، إنَّ شَرائِع الإسْلامِ قَدْ كَثُرتْ علَيَّ ، فَأخبرْني بِشيءٍ أتشَبَّثُ بهِ قال : « لا يَزالُ لِسَانُكَ رَطْباً مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ » رواهُ الترمذي وقال : حديثٌ حَسَنٌ
– Yâ Rasûlallah! İslâmiyet’in emirleri çoğaldı. Bana sıkı sıkıya yapışacağım bir şey söyle, dedi. O da:
– “Dilin hep Allah’ı zikretsin!” buyurdu.
| Tirmizî, Daavât 4; İbn Mâce, Edeb 53.
Muaz b. Enes (r.a.)’dan şöyle nakledilmektedir:
أَنَّ رَجُلًا سَأَلَهُ فَقَالَ أَيُّ الْجِهَادِ أَعْظَمُ أَجْرًا قَالَ أَكْثَرُهُمْ لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى ذِكْرًا قَالَ فَأَيُّ الصَّائِمِينَ أَعْظَمُ أَجْرًا قَالَ أَكْثَرُهُمْ لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى ذِكْرًا ثُمَّ ذَكَرَ لَنَا الصَّلَاةَ وَالزَّكَاةَ وَالْحَجَّ وَالصَّدَقَةَ كُلُّ ذَلِكَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ أَكْثَرُهُمْ لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى ذِكْرًا فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ رَضِيَ اللّٰهُ تَعَالَى عَنْهُ لِعُمَرَ رَضِيَ اللّٰهُ تَعَالَى عَنْهُ يَا أَبَا حَفْصٍ ذَهَبَ الذَّاكِرُونَ بِكُلِّ خَيْرٍ فَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَجَلْ (حم طب عن معاذ بن انس)
Bir kimse: ″Yâ Resûlallah! Hangi cihadın ecri daha büyüktür?″ diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.): ″Allah-ü Teâlâ’yı çok zikredenlerin ecri daha büyüktür″ buyurdu. ″Hangi oruçlunun ecri daha büyüktür?″ diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.): ″Allah-ü Teâlâ’yı çok zikredenlerin ecri daha büyüktür″ buyurdu. Sonra namaz kılanlar, zekât verenler, hacca gidenler ve sadaka verenler için de aynı soruyu sordu. Peygamberimiz (s.a.v.) de hepsine: ″Allah-ü Teâlâ’yı çok zikredenlerin ecri daha büyüktür″ buyurdu.
Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer’e: ″Yâ Ebâ Hafs! Hayırların hepsini Allah-ü Teâlâ’yı zikredenler alıp gitti″ dedi. Rasûlullah (s.a.v.) de: ″Evet″ diye buyurdu.
| Hanbel, el-Müsned, Hadis No: 15061; Beyhakî, Şuâbü’l-Îmân, 10/554; Taberânî, Mu’cemû’l-Kebir, Hadis No: 16812; İbn Kesir, Tefsîrü’l-Kur’âni’l-Azîm, 12/6535-6540; Gümüşhânevî, Râmûz’ül-Ehâdîs, 1/80.
HAŞR SÛRESİ’NİN SON BEŞ ÂYETİ
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لَا يَسْتَـوٖٓي اَصْحَابُ النَّارِ وَاَصْحَابُ الْجَنَّةِؕ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْـفَٓائِزُونَ
لَوْ اَنْزَلْنَا هٰذَا الْقُرْاٰنَ عَلٰى جَبَلٍ لَرَاَيْتَهُ خَاشِعاً مُتَصَدِّعاً مِنْ خَشْيَةِ اللّٰهِؕ وَتِلْكَ الْاَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
هُوَ اللّٰهُ الَّذٖي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِۚ هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّحٖيمُ
هُوَ اللّٰهُ الَّذٖي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزٖيزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُؕ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
هُوَ اللّٰهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْاَسْمَٓاءُ الْحُسْنٰىؕ يُسَبِّـحُ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm
20- Lâ yestevî ashâbu-nnâri ve ashâbu-lcenne(ti)(c) ashâbu-lcenneti humu-lfâ-izûn(e)
21- Lev enzelnâ hâżâ-lkur-âne ‘alâ cebelin leraeytehu ḣâşi’an mutesaddi’an min ḣaşyeti(A)llâh(i)(c) ve tilke-l-emśâlu nadribuhâ linnâsi le’allehum yetefekkerûn(e)
22- Huva(A)llâhu-lleżî lâ ilâhe illâ hu(ve)(s) ‘âlimu-lġaybi ve-şşehâde(ti)(s) huve-rrahmânu-rrahîm(u)
23- Huva(A)llâhu-lleżî lâ ilâhe illâ huve-lmeliku-lkuddûsu-sselâmu-lmu/minu-lmuheyminu-l’azîzu-lcebbâru-lmutekebbir(u)(c) subhâna(A)llâhi ‘ammâ yuşrikûn(e)
24- Huva(A)llâhu-lḣâliku-lbâri-u-lmusavvir(u)(s) lehu-l-esmâu-lhusnâ(c) yusebbihu lehu mâ fî-ssemâvâti vel-ard(i)(s) vehuve-l’azîzu-lhakîm(u)